Şifa Çalışmalarım

Bilinçaltınızdaki Gizli Kayıtlar

Sağlık, mutluluk, doyumlu ilişkiler, bolluk ve bereket yani hayatın her alanında yolumuza engeller koyan, bilinçaltı zihnindeki gizli kayıtların çoğu zaman farkına bile varılmaz

Korkular, güvensizlikler, kendimiz, hayat ve insanlar hakkındaki olumsuz inançlarımız…

Örneğin, yaşamında bolluk ve bereket sıkıntısı yaşayan bir kişinin bilinçaltında,’Ben iyi şeyleri hak etmiyorum, para kirli bir şeydir, parayı sevmiyorum, para önemli değil’ gibi yanlış inanç kalıpları olabilir

Ya da; İlişkiler konusunda sıkça sorun yaşayan bir kişi, yaşadıklarına bağlı olarak bilinçaltı düzeyde kendini mutlu olmaya, sevilmeye layık bulmuyor olabilir

Bazı olumsuz kodlamalar, farkında olmadan kendimizi sabote etmeye ya da hayatımızda kısır döngü şeklinde yinelenen olaylara da neden olabilir.

Elbette hiç kimse bilinçli olarak ‘üzülmeyi, kullanılmayı, kırılmayı, incinmeyi istiyorum’ demez.
Ancak çocukluktan itibaren herkes çevresinde nelerin uygun olduğunu, anne ve babaların sözlerini, birbirlerine ya da kendilerine davranışlarını, gözlemleyerek öğrenir
Yetersiz, beceriksiz, başarısız, sevimsiz ya da bunun gibi yinelenen mesajlar, gelecekte de öyle hissedilmesinin sebebidir.
Yaşadıklarımız ve 5 duyumuzla (görme, duyma, dokunma, tat ve koku alma) algıladığımız her şey bilinçaltı zihnimizde arşivlidir.
Özellikle 7 yaşına kadar olan zaman diliminde son derece açık olan bilinçaltımız hayatımızın %90 ını oluşturan bir kayıt deposu gibidir.

Çocuklukta yaşanılan sorunlar hayatımızda gelişmeyi engelleyen blokajlar yaratmış olabilir.
Bir bebek düşünün henüz anne karnında iken bile anne ve babasının kendisi ile ilgili fikirlerini temel bir enerji olarak alır Frekans olarak ve o frekansı düşünceye çevirir. Ya sevilmediğini düşünür sonra ya çok sevilip istendiğini…

Doğduğumuz andan itibaren sevgiyi hissetmek, olduğumuz gibi kabul görmek bizim de kendimizi, öz sevgimizin gelişmesini sağlar.
Sevgiyi hissedememek ya da çocuklukta olduğumuz gibi kabul görmemiş olmak ise yetişkinlik de öz sevgi konusunda bilinçli bir çabayı gerektirir.

Neden?
Kendi hakkımızdaki hislerimiz düşüncelerimiz gibi ilişkilerimize ve hayatımızın her alanına yansır

Örneğin;
Öz sevgi ile ilgili boşluk varsa ilişkilerimizde sevilmediğimizi düşünür, sürekli onaylanma ihtiyacı içerisinde oluruz. Davranışlarımız eleştirildiğinde bile bunu kabullenmek istemez ve şahsi algılarız. ‘Hayır’ cevabı karşısında oldukça hassasiyet ve alınganlık gösterir, varlığımızın reddedildiğini düşünebiliriz.
Bilinçli bir çaba gerekir evet.

Çocuklar sadece kazanılanların değil, gördüklerinin de mirasçılarıdır.
Gördüğümüz davranışlar, kendimiz, hayat ve insanlar hakkındaki inancımızın bir parçasıdır

Öyle ki;
İlişkilerimizde anne ve baba modellerimiz saklıdır.
Anne ve babamızın birbiri ile olan ilişkileri bile bizim için bir erkek kadın modeli oluşturur ve farkında olmadan büyüdüğümüzde benzer modeli tekrar ederiz

Yaşadıklarımızın üzerimizdeki etkisi elbette sadece zihinsel değil, bedensel de bir kayıttır aynı zamanda
 Vücudumuz anne ve babamızın davranışlarını düzenli bir biçimde kaydetmiş ve yaşadığımız gerilimler, adeta bedenimizde gizlenmiştir
Farkında olmadan bir çekim alanı oluşur. Bu da kişinin kendi ile ilgili kısıtlı düşüncelere ve hislere uyan kişileri ve deneyimleri çekmesine neden olur.

Şimdi hayatınıza bir bakın Kısır döngü şeklinde yinelenen olaylar var mı?
Bolluk ve bereketinizin kısıtlı olduğuna inanıyor musunuz?
İlişkilerde sıkça hayal kırıklığı yaşıyor musunuz?
Başkalarına bağımlı hale geliyor musunuz?
Depresyona yatkınlığınız var mı?
Erteleme alışkanlığınız var mı?
Bir şeyin sizi engellediğini hissediyor musunuz?
Bu sorulardan birine ya da bir kaçına ‘evet’ cevabını verdiyseniz içsel bir engel var demektir.
Sizi engelleyen olumsuz bilinçaltı kayıtları dönüşüme uğradığında yaşayacağınız gerçeklikler de değişir.