Dost Öğüdü
Düşünün ki önünüzde bir dolap var.
Bu dolapta 4 bölüm var.
Her bölümde kutular.
Bu kutuların içinde sevginiz ve nefretiniz var.
En üst bölümdeki kutularda
‘en çok sevdiklerinizi’ saklıyorsunuz.
İkinci bölümde
“Seviyorum ama fazla da güvenmiyorum”
dediklerinizi.
Üçüncü bölümde
“herkes gibi biri benim için”
dediklerinizi.
ve en altta da
“nefret ediyorum veya kesinlikle güvenmiyorum”
diye adlandırdıklarınızı..
Buraya kadar her şey tamam..
Asıl sorgu şimdi başlıyor.
Siz hiç en üst bölüme koyduğunuz birisini,
bir tek söz yüzünden,
en alt bölümdeki kutulara kattınız mı?
Değerinden fazla değer verdiniz mi birine?
Ya nefret ediyorum dediğiniz birini zaman ile sevdiniz mi?
Siz hiç yanıldınız mı?
Sizlere bir tavsiye…
Hiç bir zaman ilk gördüğünüz birini
‘sevmedim’ diyerek,
dolabınızdaki en alt bölümdeki kutulara atmayın.
Zaman tanıyın, sabredin.
Gerekirse kutulara kaldırmayın,
dolabın önünde bekletin.
Zamanı geldiğinde o kişi
zaten dolabında bir bölümü kendi seçecektir.
Aynı şekilde,
ilk gördüğünüz birine
‘sanki 10 yıldır tanıyorum’ diyerek,
en üst bölüm’e kaldırıp,
yere göğe sığdırmayın.
Arkadaşlık,
dostluk
ve en önemlisi sevgi zaman ister.
Senin haberin olmadan o dolabında kendine yer bulacaktır.
Yeter ki siz sabredin ve dolabınızı geniş tutun..
Dolabınızın en üst bölümündeki kutuları asla atmayın.
Değerli bir hazine gibi saklayın.
En alt kattakileri de her hafta çöpe boşaltın.
Göreceksiniz,
gün gelecek dolabınız sadece ‘SEVDİKLERİNİZ’ ile dolacaktır.
İşte o zaman gerçek mutluluğu bulacaksınızdır…
Bir şey daha.
Bu dolap herkeste vardır.
O sizin sevginizi barındırdığınız KALBİNİZDİR…
Erhan Tığlı